Taş Tedavisi – Böbrek Taşı Kırma, Böbrek Taşı, Taş Kırma Merkezi, ESWL, Biosan

Taş Tedavisi

Taş tedavisi temelde üç ana grupta incelenebilir:

1. İlaç tedavisi
2. Vücut dışından taş kırma (ESWL)
3. Cerrahi yöntem (Endoskopik yöntem – Açık cerrahi yöntem)

Taş tedavisinde temel yaklaşım küçük taşların kendiliğinden düşmesini beklemek ve böbrekte herhangi bir zarar oluşturmadığı sürece (herhangi bir ağrı hissedilmese bile böbrekte zarar hatta kalıcı, geri dönülemez zarar oluşabilir) doktor kontrolünde takip etmek, taş büyüyorsa veya ilk saptandığında kendiliğinden düşemeyecek kadar büyükse öncelikle vücut dışından taş kırma yöntemi ile taşı kırmaktır. Taş kırma yöntemi ile kırılmaya uygun olmayan taşlarda endoskopik yolla ve son tercih olarak açık ameliyatla taşı çıkartmak denenmelidir.

Taş tedavi yöntemlerinden hangisinin seçileceğine taşın ve hastanın durumuna göre mutlaka bir doktor tarafından karar verilmesi gerektiği unutulmamalıdır.

1. İlaç Tedavisi: (Medikal Tedavi)
Böbrek veya idrar yollarının herhangi bir yerinde oluşmuş taşı pratik olarak ilaçla eritmek veya parçalamak (çok küçük bir grup dışında) mümkün değildir. İlaç tedavisi düşebilecek büyüklükteki (özellikle üretere girmiş) taşların düşmesine yardımcı olmak veya var olan küçük taşların büyümesini engellemek ya da herhangi bir şekilde taşlar temizlendikten sonra (yeniden taş oluşması bakımından riskli hastalarda) taş oluşumundan korunmaya yönelik olarak uygulanabilir.

Taşı düşürmeye yönelik tedavide ilk aşama hangi taşın düşebileceğine, hangileri için başka tedavi yöntemlerinin kullanılması gerektiğine doktorunuz tarafından karar verilmesidir. Bundan sonra taşınızın yerine, büyüklüğüne, idrar yollarınızın durumuna göre gereken tedavi düzenlenir.

Var olan taşların büyümesini önlemek amacıyla ilaç tedavisinin uygulanabilmesi için öncelikle taşın oluşum sebebinin bilinmesi gereklidir. Bunun için muhtemelen bir dizi idrar ve kan tetkiki gerekecektir.
Korunmaya yönelik tedavi ileriki bölümlerde incelenecektir.

2. Vücut Dışından Taş Kırma Tedavisi: (ESWL – Extracorporeal Shock Wave Lithotripsy)
İlk defa 1980 yılında Almanya’da klinik uygulaması yapılan bu yöntem günümüzde de taş tedavisinde ağrısız, cerrahi müdahale riski olmaksızın yaygın olarak kullanılan en modern taş tedavi şeklidir.

Vücut dışındaki bir kaynaktan elde edilen yüksek frekanslı ses dalgalarının (şok dalgaları) taşa odaklanarak taşın parçalanması esasına dayanır. Cihazlar şok dalgası elde ediliş şekline göre (piezo-elektrik, spark gap, elektromanyetik) veya taşın görüntülenme şekline göre (ultrasonografi, röntgen) farklılıklar gösterebilir.

Taşa odaklanan şok dalgaları yüzeyde erozyon, taşın içinde taşa ait yapısal elemanları birbirinden ayıran gerilim dalgası oluştururlar ve böylece taş parçalanır.

Başlangıçta bütün vücudun su içine girdiği bir havuzda uygulanan, kulakların sesten korunması için kulaklıkların kullanıldığı, çoğunlukla hastaya anestezi uygulanmasını gerektiren bu yöntem günümüzde çok gelişmiştir. Şok dalgaları vücuda disk şeklinde bir araçla veya sadece hastanın taşının bulunduğu bölgenin su içine girdiği küçük bir havuz aracılığı ile iletilir. Kulakların korunmasına gerek duyulmaz. Anestezi uygulaması ise çok nadiren gerekmektedir. Bazı gelişmiş taş kırma cihazları ise çocuk – bebek hastalarda bile güvenle kullanılabilmektedir. Günümüzde bu yöntemin kullanılması ile taş nedeniyle yapılan ameliyatlar % 90 – 95 azalmıştır.

ESWL yöntemi ile, taş kırma cihazları arasında farklılıklar olmakla birlikte böbrek, mesane veya idrar yollarının herhangi bir yerinde bulunan taşlar kırılabilmektedir. Bu yöntem 3 cm den büyük taşlarda tedavi süresinin uzaması, oluşabilecek komplikasyon riskinin artması nedeniyle ilk seçilecek tedavi yöntemi olarak tercih edilmez. ESWL yönteminde rastlanabilecek komplikasyonlar (istenmeyen etkiler) aşağıda değerlendirilmiştir.

Böbrek çevresinde kanama alanı (perirenal hematom): Görülen en ciddi komplikasyondur. Küçük kodaklı cihazlarda % 0,6 oranında, büyük odaklı cihazlarda % 2-4 oranında rastlanır.
Hipertansiyonlu hastalarda daha sık görülür. Genellikle herhangi bir tedavi gerektirmez, ESWL tedavisine kanama alanı tamamen geçinceye kadar ara vermek gerekir. Nadiren kanama böbrek çevresinde sınırlı kalmaz ve genişlemeye devam eder, bu gibi durumlarda açık ameliyat gerekebilir.

Radyasyona maruz kalma: Taşı ultrasonografi ile görüntüleyen cihazlarda rastlanmaz.

Böbrek ve çevresinde şok dalgası nedeniyle zedelenme ve doku sertleşmesi (fibrozis): Büyük odaklı cihazlarda, sık ve uzun süreli tedavilerde daha çok rastlanır.

Kırık taş parçalarının idrar yolunu tıkaması (Üreter obstrüksiyonu): Kırılan taş parçaları idrar yolunda tıkanıklığa neden olabilir. Bazen önde büyükçe bir taş parçası ve arkasında irili ufaklı kumlar birikebilir. (Taş yolu) Büyük taşlarda daha sık görülen bu durum öndeki büyükçe parçanın kırılması ile tedavi edilebilir.

3. Cerrahi Yöntem
Cerrahi yöntem, açık ameliyat ve endoskopik yolla taşın çıkartılması olarak basitçe ikiye ayrılabilir.

tas 05
Özellikle endoskopik cihazların modernizasyonu ve cerrahi deneyimin artması ile birlikte endoskopik yöntem giderek önem kazanmaktadır. Endoskopik yolla taşın çıkartılması ya doğal vücut yollarından (idrar yollarının son kısmından vücuda girilerek) ya da deride 1 cm uzunluğunda küçük bir alan kesilerek dokuların arasından taşa ulaşmak suretiyle (PCN – perkütan nefrolitotripsi) yapılır. Büyük taşlarda, taşa ulaştıktan sonra, vücut dışına çıkartmak için önce taşın kırılması gerekebilir. Bu uygulamada taşı kırmak için taşın yerine ve büyüklüğüne göre farklı yöntemler (mekanik olarak kırma, elektrohidrolik olarak kırma, laserle kırma) kullanılabilir. Her türlü endoskopik cerrahi girişimde açık operasyona geçilme olasılığının bulunduğu asla unutulmamalıdır.
Açık cerrahi yöntemde taşın yerine göre değişen bölgelerden yapılan ameliyatla taş çıkartılır.Taş tedavisinde kullanılan en kesin yöntemdir. Anestezi riski, yara ağrısı, enfeksiyon riski, idrar yollarında darlık, idrar sızıntı riski, uzun süreli yatak tedavisi gibi dezavantajları nedeniyle uygulama alanı oldukça sınırlanmıştır. Günümüzde taşla birlikte cerrahi yolla tedavi edilmesi gereken başka yapısal bozuklukların bulunması durumunda ve diğer yöntemler için uygun olmayan çok büyük taşların tedavisinde tercih edilmektedir.

BİOSAN
GÖRÜŞÜ

SOSYAL
SORUMLULUK

ANLAŞMALI
KURUMLAR

TIBBI
BİLGİLER