Bütün dünyayı saran, bizleri zaman zaman aşırı titizliğe, zaman zaman yılgınlığa ve çokça yalnızlığa iten, hayatımıza yeni kavramlar katan virüs salgını neyse ki hemen hemen kontrol altına alındı.
4-5 ay öncesine kadar hayatımızda pek yeri olmayan pandemi, Wuhan, covid, maske, dezenfektan, N95, FFP3, sosyal mesafe, izolasyon, yeni normal ve benzeri terimler şimdilerde günlük hayatımızın bir parçası haline geldi.
Hastalık kontrol altına alınmaya başlasa da sosyal mesafe, maske, kalabalıktan uzak durma ve dolayısıyla daha çok evde zaman geçirme zorunluluğu bir süre daha devam edecek. Bu kısıtlamalar ister istemez bizi daha hareketsiz bir yaşama doğru itiyor. Buna beslenme alışkanlıklarımızdaki olumsuz değişiklikleri de (evde can sıkıntısı nedeniyle daha fazla ve sağlıksız tüketimleri) eklersek taş oluşumu açısından riskli bir dönemde olduğumuz görülür. Böbrek taşı oluşumunda hayati öneme sahip olan sıvıyı evde kaldığımız süre içinde daha fazla tüketiyor olmamız bu dönemdeki tek avantajımızdır.
Başta daha önce böbrek taşı düşürmüş olanlar ve ailesinde böbrek taşı öyküsü bulunanlar olmak üzere hepimiz bolca sıvı tüketmeyi, olabildiğince hareketli olmayı, bu dönemde kilo almamaya özen göstermeyi ve belirli aralıklarla sağlık kontrolünden geçmeyi unutmamalıyız.
